Tesbihât Duası Hadislere Göre Nasıl Yapılır Arapçası İle
Tesbihât Duası ve Hadislerde
Tesbihât
Otuz üç defa سُبْحَانَ الٰهّلِ “Sübhânellah (Allah’ı noksan
sıfatlardan tenzih ederim)”,
Otuz üç defaِ الحَْمَدْ “Elhamdülillâh (her türlü övgü
Allah’a mahsustur)”,
Otuz üç defa اَلٰهّلُ أَكْبَرُ “Allâhü ekber (Allah, en büyüktür)”
denir. Sonra;
لَااِلٰهَ اِلَّا الٰهّلُ وَحْدَهُ لَا شَرِيكَ لَهُ لَهُ الْمُلْكُ وَ لَهُ الْحَمْدُ وَ هُوَ عَلٰى كُلِّ
شَيْئٍ قَدِيرٌ
Okunuşu: “Lâ ilâhe illâllâhü vahdehû lâ şerîke leh.
Lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdü ve hüve ‘alâ külli şey’in
kadîr.”
Anlamı: “Allah’tan başka ilâh yoktur, sadece O vardır.
O’nun ortağı yoktur. Mülk O’nundur, her türlü övgü O’na
mahsustur, O her şeye gücü yetendir” duası okunur.
Ebu Hüreyre (r.a.), Hz. Peygamberin şöyle buyurduğunu
nakletmiştir:
مَنْ سَبَّحَ الٰهّلَ فٖي دُبُرِ كُلِّ صَلاَةٍ ثَلاَثًا وَثَلاَثِينَ وَحَمِدَ الٰهّلَ ثَ ثَالًا
وَثَلاَثِينَ وَكَبَّرَ الٰهّلَ ثَلاَثًا وَثَلاَثِينَ فَتِلْكَ تِسْعَةٌ وَ تِسْعُونَ وَقَالَ تَمَامَ
الْمِئَةِ لاَ إِلٰهَ إِلاَّ الٰهّلُ وَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ وَهُوَ
عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ غُفِرَتْ خَطَايَاهُ وَإِنْ كَانَتْ مِثْلَ زَبَدِ الْبَحْرِ
“Kim her namazdan sonra otuz üç defa sübhânellah, otuz
üç defa elhamdülillah, otuz üç defa da Allahu ekber, der –Bu
doksan dokuz eder- ve; “Lâ ilâhe illallâhu vahdehû lâ şerîke
leh. Lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdü ve hüve ‘alâ külli şey’in
kadîr; (Allah’tan başka ilâh yoktur; birdir, ortağı yoktur. Mülk
de O’nundur, hamd de O’nundur. O, her şeye kadirdir) derse;
günahları denizin köpüğü kadar da olsa affolunur.” (Müslim,
Mesâcid, 146)
Sahabenin fakirleri Hz. Peygambere gelerek;
“Varlık sahipleri yüksek dereceleri ebedî / ölümsüz cenneti
alıp gittiler; zira hem bizim gibi namaz kılıyor ve oruç tutuyorlar,
hem de fazla malları ile hac ve umre yapıyorlar, cihad
edip sadaka veriyorlar” dediler.
أَفَلاَ أُعَلِّمُكُمْ شَيْئًا تُدْرِكُونَ بِهِ مَنْ سَبَقَكُمْ وَتَسْبِقُونَ بِهِ مَنْ
بَعْدَكُمْ وَلاَ يَكُونُ أَحَدٌ أَفْضَلَ مِنْكُمْ إِلاَّ مَنْ صَنَعَ مِثْلَ مَا صَنَعْتُمْ؟
Resûlullah; “Size bir şey öğreteyim mi? Onu yaptığınız
takdirde sizi geçenlere yetişir ve sizden sonrakileri geride bırakırsınız,
sizin yaptığınızın aynısını yapmadıkça sizden faziletli
olamazlar” buyurdu.
قَالُوا بَلٰى يَارَسُولَ الٰهّلِ! قَالَ: تُسَبِّحُونَ وَتَحْمَدُونَ وَتُكَبِّرُونَ دُبُرَ
كُلِّ صَلاَةٍ ثَلاَثًا وَثَ ثَالِينَ مَرَّةً
Onlar da “Evet Ey Allah’ın Resûlü” deyince;
“Her namazın arkasından otuz üç defa sübhânellah; otuz
üç defa elhamdülillah; otuz üç defa da Allahu ekber, dersiniz”
buyurdu. (Müslim, Mesâcid, 142) Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:
مُعَقِّبَاتٌ لاَ يَخِيبُ قَائِلُهُنَّ أَوْ فَاعِلُهُنَّ دُبُرَ كُلِّ صَلاَةٍ مَكْتُوبَةٍ:
ثَلاَثٌ وَثَلاَثُونَ تَسْبِيحَةً، وَثَلاَثٌ وَثَلاَثُونَ تَحْمِيدَةً، وَأَرْبَعٌ وَثَلاَثُونَ
تكَْبِيرةًَ
“İnsanı koruyan öyle kelimeler vardır ki, her farz namazdan
sonra onları söyleyenler yahut onları yapanlar, elleri boş
dönmezler: Otuz üç defa sübhânallah, otuz üç defa elhamdülillah,
otuz dört defa da Allahu ekber.” (Müslim, Mesâcid, 144)
Namaz bittikten sonra bir Müslüman, gönlünden geçirdiği
şekilde dilek ve temennilerini yüce Allah’a iletebilir,
bu bir duadır. Bu duada gönül, samimiyet ve ihlas önemlidir.
Bazen kelimelere dökülmediği hâlde, gözyaşları ile bezenmiş
dualar daha da bir anlam ifade eder. Riyadan uzak,
hürmet ve vakarla yüce Allah’a yalvarma, duanın kabulü
için önde gelen şartlardır. Namazlardan sonra Hz. Peygamberden
bazı dua örnekleri nakledilir. Bunların dışında
da bir mü’min istediği biçimde Allah’a duada bulunabilir.
Ancak örnek olması açısından Hz. Peygamberden bazı dua
metinleri nakledeceğiz. Peygamberimizden belirli zamanlarda
yaptığı nakledilen bu dualar her namazın sonunda
yapılabilir.